SEVDA, 2015

HARE, 2009

Gönlümde bir çizik, dilde bir yara,
Ezelden ebede yükümdür sevda…
Bir gün güler isen bir ömür ağlar,
Hangi kalbe girse kanatır sevda…

Sevda gönlümüzde her an…

Yâre, candan kopan cana - yavruya, canından koptuğun anaya, sevda türkülerini hamuruna katan babaya, aynı hanede yoğrulduğun karındaşına, dostuna, arkadaşına, bastığın toprağa ve dahi döktüğün yaprağa...

Ömürlük sevdalara adanmış türküler söylemek, sevdamı onlara katmaktı nicedir arzum. Onlara sevdalanmamak mümkün değildi, elimden başka türlüsü gelmezdi çünkü.

Diledim ki sevda kaplasın göğünüzü uçsuz bucaksız, sevdayla geçsin başınızdan bulutlar. Umudunu yitirmişse yarınlarınız, ışığınız o olsun.

Ve yoksa göğünüzde sevda, sevdasız son gün bugün olsun.

Nice sevdalı yıllarımız, yollarımız olsun…

Fatma Parlakol

Hüznün rengi yoktu hiçbir zaman; aşkın, ayrılığın, mutluluğun. Ve yaşadığım ne varsa hiçbiri tek başına değildi.

Aşk hüzünden ayrılmadı, hüzün mutluluktan, vuslat ayrılıktan, hayat ölümden. Hep içiçeydiler, dalgalı, menevişli, rengârenk...

Beni türkülerle çoğalttılar, beni ben yaptılar. İçimdeki ırmağı denizlere, ummanlara kavuşturdular, zordayken yaslandığım duvar, yorgunken başımı koyduğum yastık, canıma can oldular...

Bir bozlağın nağmeleriyle yüreğime bu harcı koyan dedem Ozan Müslüm Dalkılıç ve biricik babama, sevgili aileme...

Aşklarıyla ruhumu arındıran sevgili gönül yoldaşıma ve kızıma...

Hayatıma yön veren ikinci ailem, yuvam ODTÜ - THBT dergâhının güzel yüreklerine ve sevgili dostum Erdem Şimşek’e, değerli hocalarım Coşkun Güla ve Mehmet Erenler’e...

Sonsuz desteği ve güveni için sevgili ağabeyim İsmail Işık ve Mücahit Işık’a ve bu albüme ruhlarını katan, emek veren güzel insanlara sonsuz teşekkürler ediyorum.

Umudum hep genç yüreklerden yana...

Türkülere sarıldıkça onlar, Veyseller, Karacaoğlanlar yeniden hayat bulacak bu topraklarda. Bu yüzden albümümü yüreğinde umut taşıyan türkü sevdalısı genç dostlara armağan ediyorum...

Fatma Parlakol